Cenk Ağcabay, Gündem, Slider, Umut Yazıları

Kolombiya’da “anlatılan senin hikayen” – Cenk Ağcabay

Kolombiya uzun bir süre, ABD emperyalizminin Latin Amerika halklarına karşı yürüttüğü karşı-devrimci savaşların merkez üssü konumundaydı. Kolombiya askeri güçleri, istihbarat örgütleri ve polisi çok sıkı bir ABD denetimi altındaydı. Ülkedeki oligarşik diktatörlük ABD emperyalizmine sunduğu hizmetler karşılığında, varlığını koruma noktasında önem taşıyan çeşitli destekler alıyordu.

1960’lardan itibaren, ülkenin yoksul emekçilerine dayanan devrimci savaş örgütlerinin büyümesi ve etkili eylemlerle alan kazanmaya başlaması karşı-devrimci savaşın örgütlenmesine yeni bir ivme kazandırdı. Kolombiya Birleşik Özsavunma Güçleri halkın devrimci savaş örgütlerinin yok edilmesi hedefiyle kuruldu. Bu faşist örgütün kurucu liderlerinden SalvatoreMancuso bu hafta Kolombiya’daki barış mahkemesine çeşitli açıklamalar yaptı.

Mancuso’nun açıklamaları, devrimcilerin yıllardır bıkıp usanmaksızın dile getirdiği kimi temel gerçeklerin ilk elden teyidini içerdiği için önem taşıyor. Mancuso açıklamalarında, örgütünün sadece devlet kurumlarıyla işbirliği yapmadığını, sürekli olarak “devlet kurumlarıyla aktif bir koordinasyon içinde” olduğunu ifade etti. Mansuco, “komünist isyancılarla işbirliği yaptığından şüphelenilen herkesi ortadan kaldırma emrinin” doğrudan devlet kurumları tarafından verildiğini söyledi.

Kolombiya Birleşik Özsavunma Güçleri, ülkedeki köylülerin devrimci savaş örgütleriyle bütünleşmeye başladığı bir zaman kesitinde büyük toprak sahiplerinin devletle yaptıkları anlaşmalar sonucu kurulmuştu. Örgüt kısa süre içinde CİA’nın yönlendiriciliğinde dünyanın en büyük uyuşturucu karteli konumuna geldi. Mancuso’da büyük bir uyuşturucu partisinin satışı suçlamasıyla tutuklandı.

Mancuso yaptığı açıklamalarda, “silahsız sivillerin katledilmesi, işkence ve cinsel şiddet de dahil olmak üzere binlerce suçu ve Kolombiya’daki savaşın en karanlık bölümlerinden bazılarını düzenlediğini” itiraf etti. Sekiz saat süren açıklamalarında, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) karşıtı savaşlarında öldürülecek kişilerin isimlerinin ve bilgilerinin doğrudan devlet kurumları tarafından kendilerine verildiğini belirten Mancuso, devlet yetkililerinin kendilerine “kuşkulu kişilerin savaş kurallarını dikkate almadan sindirebileceklerini, işkence edebileceklerini ve suikast düzenleyebileceklerini” söylediği bilgisini paylaştı.

Uluslararası Kriz Grubu Kolombiya analisti Elizabeth Dickinson, Mancuso’nun verdiği bilgilerin, “ordunun kendisinin yapamadığı yakıp yıkma taktiklerini uygulamak için yargısız bir güce ihtiyaç duyduğunu” gözler önüne serdiğini vurguluyor. Mancuso ölüm listelerinde o zamanlar solcu bir kongre üyesi ve şimdi ülkenin başkanı olan Gustavo Petro’nun da bulunduğunu açıkladı. Devlet yetkililerinin listedeki isimlerin öldürülmesi için kendilerine “muazzam baskı uyguladığını” belirten Mancuso, “paramilitarizm devletten geldi” dedi.

Paramilitarizm devletten gelmişti ve faşist güçler ülkenin parlamentosunda ağırlanıyordu. Mancuso 2004 yılında parlamentoda ağırlanmış ve milletvekilleri tarafından “vatansever” kimliği nedeniyle ayakta alkışlanmıştı. “Vatansever” çeteler oligarşiye verdikleri hizmetlerin karşılığını uyuşturucu ticaretinden elde ettikleri büyük servetler ve gördükleri itibarla alıyordu.

Mancuso faşist çetelerin ilişki ağlarının düzeyini yaptığı açıklamalarla gözler önüne serdi. 2003 yılında dönemin devlet başkanı AlvaroUribe’nin muhalif bir belediye başkanının işkence edilerek öldürülmesi için doğrudan girişimde bulunduğunu anlatan Mancuso, Uribe’nin yardımcısı Francisco Santos’un kendisinden Bogota’da yeni askeri birimler kurmasını istediğini açıkladı. Faşist şef sadece parlamentoda ağırlanmamıştı, ülkenin en üst düzey yöneticileriyle doğrudan temas halindeydi.

Mancuso, 1990’larda muz şirketleri ile Coca-Cola ve Drummond gibi çok uluslu şirketler de dahil olmak üzere yüzlerce şirketin örgütlerine para yardımı yaptığını ifade ederken, bazı komutanlarının doğrudan Kolombiya ordusu generalleri tarafından eğitildiğini ve silah ve mühimmat desteği aldıklarını da belirtti. Mancuso’nun ilişki ağı ülkenin yargı kurumlarına dek uzanıyor. Faşist çetelerin saldırıları sonucunda sivil kayıplar artmaya başladığında, başsavcılık çeteleri sivil cesetleri yakmaları konusunda uyarmış.

Latin Amerika halklarının sosyal kurtuluş mücadelesini bastırmak için oluşturulan bu mekanizmalar devrimciler tarafından çok iyi biliniyordu. Bunlar dile getirildiğinde, oligarşinin satılık basını bunların uyduruk komplo teorileri olduğu yanıtını veriyordu. Latin Amerika halkları bu mücadelelerde milyonlarca insanını kaybetti. Şimdi doğrudan bu suçları işlemiş faşist bir şef konuşuyor; isimlerle, tarihlerle katliamları, cinayetleri anlatıyor…

Kolombiya’daki devrimci savaş örgütlerinin ve emekçi halk muhalefetinin geriletilmesi bu gerçeklerin konuşulur olmasının asıl nedenidir. Oligarşi devrimci hareketi zayıflattığı süreçlerde düzen içi sol hareketlere daha geniş bir alan açarak, temelsiz beklentiler yaratarak kendi zeminini güçlendirme arayışlarına girer.

Amerikan emperyalizminin devrimci harekete karşı küresel düzeyde yürüttüğü savaşın tarihinden bazı yapraklar Kolombiya’da yeni bir “demokrasi” dalgası yaratmak amacıyla açıldı. Oligarşi olduğu yerde duruyor. Kendi egemenliğini “demokrasi” aracılığıyla halk kitlelerine onaylatmak için kurduğu bu sahne ne derece kapsayıcı ve inandırıcı olacak göreceğiz. Sadece oligarşi olduğu yerde durmuyor, onun sömürüsü ve halk düşmanı devlet aygıtı da olduğu yerde duruyor. İhtiyaç duyulan anda halk güçlerini bastırmak için hazır ve nazır bekliyor.

Ülkemizde yaşanan seçim sürecinde benzer bir “demokrasi” dalgası yayılmaya çalışılıyor. Oligarşi AKP-MHP faşist iktidarının baskı ve sömürü mekanizmalarının halkta yarattığı değişim arzusunu Kolombiya’daki muadillerinden hiçbir farkı olmayan faşist odakları yeni “demokrasi” güçleri olarak sunarak istismar etmeye çalışıyor. Bu nedenle, Kolombiya’da “anlatılan senin hikayen”.

Halkların mücadele tarihinin temel gerçeği de olduğu yerde duruyor. Sömürü ve baskının olduğu her yerde halkın devrimci enerjisi kendini sürekli olarak yeniden üretir. Kolombiya’da da, ülkemizde de halkın devrimci enerjisi kendini yeniden üretecek ve oligarşinin kabuslar görmesini mutlaka sağlayacaktır.

Paylaşın