Gündem, Slider, Umut Yazıları

Gürcistan: Aynı Hendeğe İki Kere Düşmek – Umut Yorum

Umut Gazetesi haber ve analizlerinde sık sık anglo-siyonist emperyalist kıskacın yeni hamle ve açılımlarından bahsettik. 2014 Meydan faşist darbesi ile açılan ve 2022’de Rusya’nın askeri operasyonu ile düzey sıçraması yaşayan Ukrayna cephesinde emperyalist kurmaylık şu an Rusya’yı çökertme hedefine ulaşamamış gözüküyor. Bundan sebeple Rusya’yı mat edecek nihai hamleleri gerçekleştirmek için yeni kıskaç harekatlarına yönelik bir arayış içerisinde. Gerek İran’a yönelik had safhaya ulaşan İsrail tehdidinin son aylarda bir bombardımanla Rusya’ya üretim yapan askerî tesisleri hedef alması, gerekse yine Siyonist İsrail kabinesinin Filistin’e yönelik yeni vahşi saldırı girişimleri olsun, Rusya’ya yönelik açılacak bir güney cephesinin talimleriydi.

İran’ı bu yıl mutlak suretle çökertmeyi birincil plana almış anglo-siyonist savaş kurmaylığı, varını yoğunu masaya sürmekten çekinmeyecek. Hedef, daha önce de belirttiğimiz gibi can çekişen anglo-siyonist emperyalist kapitalizmine Hazar ötesi kaynaklarla kan takviyesi sağlamak. Buna ulaşabilmek için surda gedik açmaları gerekiyor. Avrasya surunda gedik açma harekâtını şimdilik Ukrayna ekseninden başaramayan anglo-siyonist emperyalizm, kayanın etrafından dolaşan sular misali yeni bir çatlak arıyor.

Kafkasya bu noktada kilit öneme sahip. Kuzeyde Rusya, güneyde ise İran’ı gören bir “füze rampası” işlevinde kullanılabilecek bu saha, NATO’nun Avrasya ödülünü gözüne kestirip genişleme akınını başlattığı ilk günlerden bu yana hedefinde. SSCB’nin intiharı sonrası bölgede yağız atını dilediğince koşturan emperyalizm, 2008 Gürcistan zorlaması ile bir deneme yapmış, Rusya’nın nokta müdahalesi ile istediğine tam olarak ulaşamamıştı. 2008 Gürcistan süreci anglo-siyonist kurmaylık için ciddi deneyim olmuş, 2014 Meydan sürecinde daha zarif bir şekilde Ukrayna’yı ateşe atmayı başarmışlardı.

10 Mart günü, Rusya Dışişleri Bakanı S.V. Lavrov ile Perviy Kanal, Büyük Oyun isimli bir programda mülakat gerçekleştirdi. Lavrov, konuşmasına Gürcistan’daki durumu değerlendirerek başladı. Lavrov da bugün Gürcistan’da sahnelendiğini gördüğümüz operasyonun 2014 Meydan darbesine benzerliğini açık şekilde vurguladı. Bilhassa Çin önderliğinde gelişen İran-Suud süreci ile Ortadoğu ve Kafkaslarda yaşanan sismik değişim jeopolitik fay hatlarını boydan boya yarıyor. Bu sismik değişim sürecinde Amerika’nın hegemonya krizi ciddi şekilde derinleşti. Şimdi Gürcistan da bu değişimden payını alıyor ve Amerika devam etmekte olan kalkışma ile Gürcistan’ı jeopolitik yarılmada kendi fay hattında tutmaya çalışacak.

Şimdi Gürcistan, derinleşen yeni savaş konjonktüründe bir kez daha ateş çemberine çekilmek isteniyor. Emperyalist-kapitalizmin artık kılavuz kitabı gibi tanınır olan bir dizi hamlesi ile Gürcistan “özgürlük isteyen göstericiler” ile “otoriter rejim” arasında bir savaş meydanı olarak yeniden kurgulanıyor. Bize artık gülünç gelen bu tanıdık manzaranın zokasını yutanlar ise hâlâ mevcut. Peki bugün Gürcistan’da neler oluyor?

Gürcistan aynı hendeğe ikinci kez düşmekten kaçınma çabasıyla Rusya’ya yönelik Washington-Londra yaptırımlarına katılmadı. Bağımsız bir devletmişçesine davranıp Rusya’yı kınamadı, bu meçhule doğru giden kervana katılım sağlamadı. Rusya’nın hemen çeperinde, Slav dünyası ile güneyde Müslüman dünyasını kesen bu set ülkenin stratejik önemi gereğince, emperyalist kapitalist kurmaylığın yeni hamle yapması böylece kaçınılmaz oldu. Koyun sürüye tekrar sokulmalıydı.

Zurna, 7 Mart’ta Gürcü parlamentosunun “Yabancı Etkinin Şeffaflığı Hakkındaki Kanun” tasarısını 13’e karşı 76 oy gibi ezici bir çoğunlukla kabul etmesiyle zort dedi. O vakitten sonra emperyalist kurmaylığın ideolojik aygıtları harekete geçti ve meydanlarda hemen AB emperyalizminin bayrağının sallayan aydın ve güler yüzlü özgürlük savaşçıları zuhur etti. Eugène Delacroix’in meşhur “Halka Yol Gösteren Özgürlük” tablosunun mizansenini alanda tekrarlayan batılı istihbarat servisleri bir kadının eline AB bayrağı tutuşturarak aynı pozu verdirdi. Anglo-siyonist savaş kurmaylığı “batılıları” ikna etmek için aynı retoriklere, doğu despotizminden sıyrılmaya çalışan, batılı imgelerle mobilize olan “doğu halkı” anlatısını tekrar kurdu. Bu düzlemde ideolojik aygıtlar tekrar devreye girdi.

Mevzu bahis kanun tasarısı da finansal kaynaklarının %20’sini yahut daha fazlasını ülke dışından edinen STK, dernek, vakıf vb. kuruluşlar üzerinde devlete bir denetim yolu açıyor. Ülkemiz de dahil olarak, Gürcistan gibi emperyalist savaş konjonktürünün cephesi olan sahalarda, emperyalist savaş kurmaylığının çeşitli STK, vakıflar ve benzerleri ile beşinci kol faaliyeti yürüttüğü bilinen bir gerçek. 

Bu yasa esasında bizzat ABD’de de yürürlükte olan bir yasanın çevirisinden başka bir şey değil. Ancak emperyalist kurmaylık ve protestocular bu ABD kökenli yasayı “Rus yasası”, “Gürcistan’da artan Rus etkisinin tezahürü” olarak kodladılar. Daha önce Şaakaşvili isimli bir palyaço ile işlerini gören emperyalizm, bugün onun hapiste olması sebebiyle henüz bir vitrin yüzünden yoksun gözüküyor. Şaakaşvili, hapse girmeden önce Nazilerin bir sendika binasında insanları diri diri yaktığı kent olan Odessa’nın valisi olarak karşımıza çıkmıştı.

Gürcistan parlamentosu başkanı Şalva Papuaşvili, “Vatandaşlar siyasi kararların alınmasına iştirak eden kuruluşların arkasında hangi çıkar gruplarının ve finansmanın olduğunu bilme hakkına sahiptir.” diyerek yasayı şeffaflık ekseninde savunuyor. Gürcistan Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili ise emperyalist-kapitalist kurmaylığın hedefleriyle uyumluluk göstermeyen bu yasa tasarısına şiddetle karşı çıkarak veto hakkını kullanacağını AB bayrakları da eklediği bir tweet atarak duyurdu. Taraflar hamlelerini yaptı.

Gürcistan’da yalnızca AB yanlısı gruplar değil, hükümeti ve yasayı güçlü şekilde destekleyen halk kitleleri de alanları doldurdu. Kitle alanlarda AB bayrakları yaktı ve Amerika aleyhine sloganlar attılar. Gürcistan’da mevcut toplumsal kırılma bugün ülkenin Anglo-siyonist emperyalist kurmaylığın çıkarları için yeniden tasarlanmasını isteyenlerle, ülkenin bu kurmaylıktan daha bağımsız, jeopolitik konum gereği mevcut sismik değişimle de birlikte Rusya’ya yakın bir istikamet belirlemesini talep edenler arasında vuku buluyor.

Gürcistan, bu “yabancı etkisi” yasası yüzünden “yabancı düşmanı”, “Rusya yanlısı” ilan edilirken; Avrupa Komisyonu da kontes Ursula von der Leyen önderliğinde kendi “Amerikan yasalarını” hazırlamakla meşgul. Politico’ya konuşan üç AB kaynağının verdikleri bilgiye göre komisyon, AB içinde faaliyet gösteren STK, kurum ve akademilerin AB dışından aldıkları kaynakları inceleme yolunu açacak bir yasa üzerinde çalışıyor. Gürcistan için varoluşsal bir sorun halini almış benzer bir yasa tertipleniyor. Komisyon, son yıllarda Çin ve Rusya’nın Avrupa kurumları üzerinde artan “etkisinden” son derece rahatsız gözüküyor. Avrupa halkları da düşen yaşam standartları ve yoksullaşma ile AB’nin ideolojik aygıtları efsunundan sıyrılmaya başlamışken mutlak suretle anglo-siyonist propaganda makinesini güçlendirmeye yönelik bir hamle içindeler.

Amerika’da aynen yürürlükte olan bu “yabancı etkisi” yasasının emperyalizmin jeopolitik fay hatları üzerindeki halklara reva görülmemesi, batının uluslararası hukuk ve egemen devletlerin eşitliği gibi illüzyonlarını bir kez daha ifşa etti. Gürcistan, anglo-siyonist emperyalist kurmaylık tarafından Rusya’ya karşı bir harekatta tekrar cepheye sürüldü ve bu cenderede bedeli yine Gürcistan halkı ödeyecek.

Umut Yorum

Paylaşın