Cenk Ağcabay, Umut Yazıları

Ukrayna’dan Tayvan’a uzanan savaş cepheleri – Cenk Ağcabay

ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyareti sonrası Çin Silahlı Kuvvetleri ada çevresinde büyük çaplı askeri tatbikatlar başlattı. Çin yönetiminin görüşlerini yansıtan Global Times gazetesinde yer alan bir başyazıda, Pelosi’nin ziyaretiyle tırmanan gerilimin ardından gelen askeri tatbikatların Tayvan’ın Çin anakarasıyla “yeniden birleşme operasyonu” için bir prova olduğu belirtildi.

Pekin’deki Ulusal Savunma Üniversitesi’nde strateji profesörü olan Tümgeneral Meng Xiangqing, Çin televizyonuna verdiği mülakatta, Çin’in tatbikat yapacağı altı bölgenin, Tayvan’ı tecrit etme ve yabancı müdahaleyi püskürtmeye yönelik olası bir harekâttaki önemleri nedeniyle seçildiğini söyledi. Meng, “Ordu ilk kez Tayvan adasının tamamında ortak bir askeri operasyon düzenleyecek. Bunun gerçek bir savaşa dönüşme olasılığı göz ardı edilmemeli” dedi.

Pelosi’nin provokasyonu ilk meyvesini böyle vermiş oldu. Pazar günü sona erecek olan askeri tatbikatlar fiili olarak bir ablukaya dönüştü. Ablukanın yanı sıra Çin Tayvan’a yönelik bir dizi ekonomik yaptırım açıkladı. Tayvan’dan alınan ve Tayvan’a satılan bazı ürünlerin alım-satımı durduruldu. Çin’in bir ablukaya dönüşen askeri tatbikatları Japonya, ABD ve Avustralya tarafından kınandı. Bölgede gerginliğin hızla tırmanması Pelosi’nin ziyaretinin beklenen sonucuydu.

Çin Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan bir açıklamada, Çin’in ABD ile Çin arasındaki iklim görüşmeleri, ABD ve Çin askeri liderleri arasındaki diyalog, suç konusunda sınır ötesi işbirliği, deniz güvenliği mekanizmaları ve göç ve uyuşturucuyla mücadele politikalarına ilişkin ortak mekanizmalardan çekildiği bildirildi.

Amerikalı muhalif yazar Mel Gurtov, Pelosi’nin provokatif ziyaretinin temel amacını doğru saptadı ve bunu şu şekilde ifade etti: “Pelosi’nin gezisi önlenebilir uluslararası krizlerin bir parçasıdır: rakibini duvara dayamak ve onu güçlü bir yanıtla zayıf bir yanıt arasında seçim yapmaya zorlamak.”

Çin yönetiminin görüşlerini yansıtan Global Times editoryası konuyla ilgili yazısında, Pelosi’nin provokasyonunun sadece Tayvan’ın Çin anakarasıyla yeniden birleşme sürecini hızlandıracağını, askeri tatbikatların yoğunlaşacağını vurguladı. Bu gelişmelerle birlikte, yeniden birleşme sürecinin üst bir aşamaya girdiğini belirten editorya, ABD ile Tayvan arasındaki ilişki tarzı değişmediği takdirde, uygulanan sert önlemlerin sadece bir başlangıç olarak kabul edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Pelosi’nin ziyareti Çin ve Tayvan arasındaki ilişkilerde önemli bir dönemeç noktası olmaya aday. ABD emperyalizmi Çin’i Tayvan’da bir askeri çatışmaya çekerek Ukrayna benzeri bir durum yaratmak için önemli bir adım attı. Çin’in Tayvan meselesinin çözümüne daha uzun vadeli bir perspektiften yaklaştığı biliniyor. ABD bu tip provokasyonlarla Çin’in odağının kaymasını sağlamaya çalışıyor.

Rusya’nın Ukrayna’daki askeri operasyonunun başlamasıyla birlikte yeni bir dünya savaşı konjonktürünün yaşanmakta olduğu saptaması daha fazla paylaşılır olmaya başladı. Nasıl faşizm bire bir Hitler perçemi ve Nazi çizmeleriyle değil farklı biçimler altında dönüyorsa, dünya savaşı da bire bir önceki dünya savaşlarının biçimini almayacak. Değişen koşullar dünya savaşının biçimini de değiştiriyor.

Bir dünya savaşı konjonktürüne girilmiştir; bu nedenle Uzak Asya’daki bir olay Avrupa’dan Ortadoğu’ya hızlı ve derin etkiler yaratmaktadır. Amerikan emperyalizminin aşınan dünya hakimiyetini askeri üstünlüğünü kullanarak yeniden kurma arayışı bu savaş konjonktürünün asli belirleyenidir. Böyle olduğu için ABD Ukrayna’dan Tayvan’a, Irak’tan Kosova’ya parlama noktalarının tümünde vekilleri ve asli güçleriyle başat aktör konumundadır.

Pelosi’nin Tayvan ziyaretine keskin bir biçimde karşı çıkan isimlerden birisi şaşırtıcıydı. New York Times gazetesinin yazarlarından Thomas Friedman Amerikan emperyalizminin savaşlarının en güçlü savunucularından biridir. Bir gün Suudi Arabistan sarayında Kral’la dünya meselelerini konuşur, başka bir gün Japonya’da devlet yetkilileriyle bölge güvenliğini. Friedman Pelosi’nin ziyaretinden hemen önce yazdığı yazının başlığında, bu ziyaretin “bütünüyle pervasız” olduğunu ifade etmişti.

Friedman Pelosi’nin ziyaretinin Çin devlet başkanı Xi’nin işine yarayacağı kanısındaydı. Ona göre, bu ziyaretle Xi dikkatleri, “şu anda sönmekte olan ve bir bankacılık krizini tehdit eden devasa bir emlak balonu ve Xi’nin devlete ait endüstrilere verdiği sınırsız destekten kaynaklanan muazzam bir devlet borcu dağı”ndan Tayvan’a çekme olanağı bulacaktı. Çin halkını milliyetçi bir söylemle kenetleyerek bu ağır sorunların üzerindeki yükünü hafifletecekti.

Friedman’ın dikkat çektiği bir başka yön, ziyaretin zamanlamasına dairdi. Şöyle ifade etmişti: “Zamanlama daha kötü olamazdı. Sevgili okuyucu: Ukrayna savaşı henüz bitmedi. Ve ABD’li yetkililer Ukrayna’nın liderliği konusunda söylediklerinden çok daha fazla endişe duyuyorlar. Beyaz Saray ile Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky arasında derin bir güvensizlik var – bildirilenden çok daha fazla ve Kiev’de tuhaf işler dönüyor. Zelenskiy 17 Temmuz’da ülkesinin başsavcısını ve iç istihbarat teşkilatının liderini görevden alarak Şubat ayındaki Rus işgalinden bu yana hükümetindeki en önemli sarsıntıyı gerçekleştirdi. Bu, Biden’ın Merrick Garland ve Bill Burns’ü aynı gün kovmasına eşdeğerdir. Ancak hala tüm bunların ne anlama geldiğini ikna edici bir şekilde açıklayan herhangi bir haber görmedim. Sanki oraya bu kadar yatırım yapmışken, yolsuzluk ya da maskaralık görebileceğimiz korkusuyla Kiev’in kaputunun altına çok yakından bakmak istemiyoruz. (Bunun tehlikelerine başka bir gün değineceğiz.)”

Friedman Ukrayna yönetimi ve ABD ile ilişkileri hakkında verdiği bu bilgileri ABD devlet yetkilileriyle yaptığı görüşmelere dayandırmıştı. ABD yetkilileri Zelensky’e güven duymuyormuş ancak bunu kapalı kapılar ardında dile getiriyor, kamuoyuna farklı konuşuyormuş. Kiev’de tuhaf işler dönüyormuş. ABD Ukrayna’ya yaptığı bunca yatırımın ardından, orada “yolsuzluk ve maskaralık görme” korkusu yaşıyormuş. Bu korku nedeniyle, Kiev’de olan bitene yeterince ciddi bakmıyormuş. Söylenenler bunlar…

Friedman’ın bu yazısından birkaç gün sonra, bir “Putin dezenformasyonunun” daha aslında gerçek olduğu bu kez Putin düşmanı İngiltere merkezli kurum Uluslararası Af Örgütü tarafından belgelendi. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard yaptığı açıklamada, “Ukrayna kuvvetlerinin sivilleri riske attığını ve nüfusun yoğun olduğu bölgelerde savaş yasalarını ihlal ettiğini belgeledik” dedi.

Uluslararası Af Örgütünün açıklamasında, Ukrayna güçlerininhastaneleri fiili askeri üs olarak kullandığına tanık olduğunu belirtti. Açıklamada,Ukrayna ordusunun, Donbass ve Mykolaiv bölgesindeki okullarda rutin olarak askeri üsler kurduğu, araştırma yapılan çoğu okulda askeri faaliyetlere rastlandığı belirtildi. Af Örgütünün bu açıklaması Zelenskiy ve diğer Ukrayna yetkilileri tarafından öfkeyle karşılandı ve örgütün “Putin propagandası yaptığı” ifade edildi.

Zelenskiy Tayvan geriliminin tırmandığı ve kötü adam Putin’den sonra Çin devlet başkanı Xi’nin bir başka kötü adam olarak Batı basınının manşetlerini işgal etmeye başladığı günlerde yaptığı bir açıklamada, Xi ile doğrudan görüşme yapmak istediğini söyledi. Rusya’nın saldırısının sona erdirilmesinde Xi’nin önemli bir rol oynayabileceğine inandığını belirten Zelenskiy, kendi ifadesiyle “Putin’in savaş makinasının finanse edilmesinde” Çin’in önemli katkılarını unutmuş görünüyordu.

Zelenskiy’nin bir başka açıklaması Avrupalı ortaklarına yönelikti. Zelenskiy şunları söyledi: “Her gün ve farklı şekillerde bazı AB liderlerine, Ukraynalı emeklilerimizin, yerinden edilmiş insanlarımızın, öğretmenlerimizin ve bütçeden yapılan ödemelere bağımlı olan diğer insanların, onların kararsızlıklarının veya bürokrasilerinin rehinesi olmaması gerektiğini hatırlatıyorum.” Zelenskiy, AB tarafından askıya alınan 8 milyar Avro’luk tahsisattan söz ediyordu. Ona göre, bu askıya alma işlemi,“ya bir suç ya da bir hata” idi. AB ülkelerinin tahsisatı askıya almasının nedeni henüz tam olarak açıklık kazanmış değil ancak bunun Friedman’ın çıtlattığı “yolsuzluk ve maskaralıklarla” ilişkili olduğunu düşünmek için yeterince veri var.

Sonbahar yaklaşıyor ve Ukrayna’da savaşın devam etmesi durumunda Avrupa’da işlerin giderek daha fazla zorlaşacağı net olarak görülüyor. AB geçen ay yüksek enflasyonda bir rekor kırdı. Enerji fiyatlarındaki artış AB ülkeleri halkları üzerinde yıkıcı etkiler yapıyor. Tekrarlamakta yarar var, yüksek enflasyon emekçi sınıfları daha fazla yoksullaştıran bir servet transferi sürecidir. Bunun tam olarak böyle olduğu yakınlarda, San Fransisko FED Başkanı Mary Daly tarafından ifade edildi. Daly bir söyleşide, “Enflasyonun acısını ben hissetmiyorum. Evet fiyatların yükseldiğini görüyorum ama ben satın alabiliyorum.” Dedi. Daly yıllık 423.000 dolar kazanıyormuş “acıyı hissetmemesi” normal. Yiyecek yardımı merkezleri önünde bekleyen milyonlarca Amerikalı emekçi acıyı derinden hissediyor.

Milyonlarca Amerikalı emekçi yiyecek yardımı merkezleri önünde beklerken milyarlarca dolarlık silah Ukrayna’ya akıyor. Geçtiğimiz hafta Zelenskiy’i ziyaret eden bir Amerikan heyetinde yer alan Senatör Michael Waltz, ABD’nin Ukrayna’ya daha fazla roket topu ve diğer gelişmiş silahlar göndermesi gerektiğini söyledi. Devlet Başkanı Zelensky’nin Kongre üyelerine, Putin’in mevcut cephe hatlarını kilitlemesi halinde Ukrayna’nın yaşayabilir bir devlet olarak kalmakta zorlanacağını söylediğini aktaran Waltz, kapalı kapılar ardında konuşulanlarla, günlük Batı propagandası arasındaki farkı gözler önüne sermiş oldu.

Birkaç aydır kesintisiz bir biçimde propagandası yapılan bir Ukrayna karşı saldırısının giderek daha fazla belirsizleşmeye başladığı Amerikalı yetkililer tarafından ifade ediliyor. Son günlerde karşı saldırının hazırlandığı Ukrayna hatlarına yönelik “agresif Rus saldırıları” başladığı bilgisini veren ABD yetkilileri, bu durumun karşı saldırıyı giderek zorlaştırdığını belirttiler. Bir Amerikalı istihbarat yetkilisi, Amerikan ve Batılı istihbarat değerlendirmelerinin, önümüzdeki haftaların ya da ayların Ukrayna için kritik olacağı fikrini desteklediğini söylerken, Ukrayna’nın müttefiklerinin güveninin artması için, Rus kuvvetleri önemli ölçüde geri püskürtülemese bile, güçlü bir karşı saldırının gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

Tüm bunlar görünenle gerçek arasında nasıl bir farklılık olduğuna işaret ediyor. Rus birliklerini “önemli ölçüde geri püskürtemeyecekse” bir karşı saldırı neden gerekir? Daha fazla Ukraynalı ve Rus askerin ölmesi, Rusya’nın yıpranması ve Ukrayna’nın daha fazla yıkıma uğraması dışında ne tür bir sonuç doğurabilir? Sahadaki gerçeklerin Af Örgütü açıklamalarında olduğu gibi daha görünür hale gelmesi Ukrayna’nın müttefikleri arasındaki çatlakların büyümesinin ürünüdür. Çok muhtemeldir ki, önümüzdeki günlerde hem savaşın gerçekleri hem de Zelenskiy ve Ukrayna yöneticilerinin nitelikleri hakkında çok daha farklı tablolar çizilmeye başlayacaktır.

Rusya’yı uzun bir savaşla yıpratma hamlesinin, en fazla Ukrayna’nın müttefiklerini vurması ve sonbaharla birlikte yükün daha da ağırlaşacağının görülmesi Batı’da farklı arayışları hızlandıracaktır. Bunun Ukrayna içinde önemli etkileri olacaktır. Ukrayna yönetim aygıtı içindeki çatışmaların daha da büyümesi kaçınılmazdır. Tüm bu işaretler, sonbaharda belirleyici önemde gelişmelerin yaşanacağını göstermektedir. 

Paylaşın